COĞRAFİ KONUMU
Hafik İç Anadolu Bölgesinin yukarı Kızılırmak bölgesinde yer alır; Kuzeyinde Tokat’ın Almus ilçesi ve Sivas’ın Doğanşar ilçesi, Güneyinde Ulaş ilçesi, doğusunda Zara ilçesi, Batısında Sivas il merkezi ile çevrilidir.İlçede iki türlü iklime rastlanır. Sert ve kuru karasal iklim ile kısmen yağışlı Karadeniz iklimi, ilçenin güney kısımları ise ilçe merkezi kışları soğuk ve kar yağışlı yazları ise sıcak ve kuru geçen karasal iklimin egemenliği altında iken ilçe merkezinin . Kuzeyinden geçen hattın kuzey kesimi kısmen ılık ve yağışlı geçen Karadeniz ikliminin etkisinde bulunur. Güney kesimlerinin zayıf bitki örtüsü yöreye özgü ot, çalı ve ağaç guruplarından oluşur. Kuzey kesimlerinde ise Çam, Kayın, Meşe, Ceviz ve yöreye uygun öteki öteki bitkilerden oluşan güçlü bir yeşil örtüsüne rastlanmaktadır.İlçenin Merkez Nüfusu 5.526, Köylerinin nüfusu 13.687 olup toplam nüfus 19.213 dür.İlçenin yüzölçümü 2382 Km2’dir. İl merkezine olan uzaklığı 37 Km’dir. İlçenin güneyinden merkeze uzaklıktan Kızılırmak geçmektedir. Bu ırmak geçtiği köylere göre çeşitli adlar almaktadır. Dışkapı Köyü yakınlarında koru çayı ile eski Tavşanlı yolunun ırmağı kestiği mevkide ise acısu ile birleşmektedir.İlçenin toprak yapısına göre İlçe sınırları içinde pek çok küçük göl bulunmaktadır. Göllerin hemen hemen tamamında balık, su kuşları yaşayabilmekte ve yörede yaşayan vatandaşların ihtiyacını karşılayacak ölçüde saz bitkisi (kamış) bulunmaktadır. Bu göller Hafik Gölü, Büyük ve Küçük Lota, Yarhisar, Çimenyenice, Kurugöl, Kemis ve Hanzar gölüdür.İlçenin arazisi genel olarak dağlık ve yaylalıktır. Farklılık göstermekle birlikte Rakım 1400-1700 arasında değişiklik göstermektedir. İlçe toprakları bir el şeklinde kuzeyden güneye doğru uzanan bir görünümdedir. İlçenin Kuzeyinde Tekeli ve Dumanlı dağları bulunmakta orman örtüsü ile kaplı bir görünüm arz etmektedir. İlçenin güneyinde en yüksek dağ Gürlevik Dağıdır. İlçenin orta kısımları özellikle Kızılırmak boyunca kısmen düzlük ve sulanabilir eğimdedir.
TARİHÇE
Hafik adı Selçuklular tarafından konulmuştur. Anadolu Selçuklu Devri tarihçisi olan İbn-i Bibi, Selçukname adı eserinde Hafik kalesinden söz etmektedir. Bu kaleyi anlatırken de “Hafik” adını kullanır. Yine Kadı Burhanettin Devletinin tarihçisi Aziz Estrabadi yazmış olduğu ve bizzat Kadı Burhanettin’e sunduğu “Bezm-ü Remz” (Savaş ve Eğlence) adlı eserinde Hafik kalesinden söz etmektedir. Bu yapıtta kalenin adı “Hafik” olarak geçmektedir.Fakat 1873 yılında Hafik’in İlçe olmasıyla birlikte adı da “Koçhisar” olarak değiştirilmiştir. Koçhisar adını ise ilçedeki kale kalıntılarından almıştır. İlçenin adının Koçhisar olmasıyla birlikte sonraki yıllarda Türkiye’de aynı adlı başka ilçelerin bulunmasından ötürü 1926 yılında tekrar “Hafik” ismi kullanılmaya başlanmıştır. “Hafik”, “Ufkun sonu, doğu veya batı tarafı” anlamında Osmanlıca bir sözcüktür.Araştırmalarda saptanan buluntulara bağlı olarak ve 1. Kılıç Kökten’in yaptığı sondaj Kazılarına göre ilçede ilk yerleşim Hafik gölünde kuzey kıyıya yakın bir yerdeki Pılır höyüktedir. Çakmaktaşından minik uçlar, baskı çentekli orak dişlikleri, el değirmeni taşları, tokmakları , kumtaşından yapılmış idoller ve hayvan kemikleri Pılır höyükte yapılan sondajda, yapı kalıntısı olarak da silindir biçimli çukurlar ve ağaç parçaları saptanmıştır. Ağaç parçaları ve ahşap izleri, kazıklara aittir. Bu da evlerin göl evleri gibi kazıklar üstüne yapılmış olabileceğini düşündürmektedir.Hafik, tarihi dönemler içerisinde saptanabildiği kadarıyla İ.S. 200 yıllarında yerleşim Görmüştür. Hıristiyanlığın çıkmasıyla birlikte çok tanrılı dine sahip olan Roma da Hıristiyanlığa karşı Büyük baskılar yapılmaya başlanmıştır. İşkenceler ve baskılar sonucunda Hıristiyan halk göç etmiştir. Bu gelen Hıristiyanlar Durulmuş’ta, Deliktepe’de, Dışkapı’da, Hayıktepesinde ve Hafik’in üzerinde bulunduğu Tepe mahallesine yoğun olarak yerleşmiştir.Constantin’in Hırıstiyanlığı serbest bırakarak Roma’nın resmi dini olarak kabul etmesiyle Hafik’te Roma’ya bağlı bir yerleşim yeri olmuş ve İmparator 1. Theodusius‘un Roma Devletini ikiye bölmesi ile Hafik Doğu Roma toprakları içerisinde kalmıştır. 26 Ağustos 1071’de, Malazgirt Ovası’nda yapılan bu savaşta Bizans ordusu darmadağın olurken Romenüs Diyojen de Alparslan’ a tutsak oldu. Bu başarı sayesinde Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı.Hafik’in 1075-1143 tarihleri arasında Danişmentliler’in eline geçmiştir. II. Kılıçarslan’ca yeniden Selçuklu topraklarına bağlanan yöre, 1243 Zara yakınlarındaki Köse dağında yapılan savaş sonrasında Selçukluların moğollara yenilmesi sonucunda Moğollar tarafından işgal edilmiştir.Hafik, 1340’ta İlhanlı Devletinin zayıflamasından istifade edip bağımsızlık kazanan Eretna Beyliğinin sınırları içerisinde kalmış ve 1381 tarihinde Kadı Burhanettin Devletinin topraklarına dahil oldu.Kadı Burhanettin devletinin merkezi Sivas olduğu için doğudan gelecek tehlikelere karşı bir ön kale konumunda olan Hafik, bu özelliğinden dolayı önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Hafik 1398‘de Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katıldı.1400 yılında Timur’un Sivas’ ı ele geçirmesiyle birlikte Hafik’te Timur İmparatorluğuna bağlandı.Hafik 1408 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından kesin olarak Osmanlı topraklarına kattı. Hafik 1873 yılına kadar bir Köy iken bu tarihten sonra Sivas Merkez Livasına bağlı bir ilçe olmuştur.
KÜLTÜR VE TURİZM
İlçe tarihi bakımdan 5000 yıl geri giden zenginliğe ve birikime sahip olmasına karşın İlçe sınırları içerisinde bulunan tarihi kalıntıların sağlıklı bir envanteri çıkarılamamış anlamı ve önemi saptanabilmiş değildir.Hafik Gölü turizm bakımından önem arzeder. Önemli tarihi eserler son Osmanlı dönemi idari yapısı olan Hükümet konağı ile Tuz Hisar köyü kilisesidir.Ayrıca köylerde gezilebilecek çeşitli mağaralar ve tepeler bulunmaktadır. Deliktepe mağarası, Kalem köyü mağarası ve Direkli Mağarası görülmeye değer yerler olarak sayılabilir. Hafik Çorabı ve Hafik halısı da ilçenin önemli el sanatlarındandır.