ÇOCUK DOSTU MÜZECİLİK
Müze sözcüğü özellikle Klasik
Dönemde güzel sanatlara bağlılığın ve yaratıcılığın simgesi olan ilham perileri
Musaların adlarından esinlenerek türetilmiştir. ‘Müze’ sözcüğünün temeli olan
Latince ‘Museum’ olarak da kullanılır. İlk Çağ yazınında her ozanın
duygulanarak anlattığı Tanrısal varlıklar Yunanca ‘Mousa’ ya da Latince ‘Musa
‘olarak bilinirler. Mouseum sözcüğü ilk kez Roma İmparatorluk Döneminde felsefi
tartışmaların yapıldığı mekanlar için kullanılmaya başlanmıştır. Böylelikle
İ.Ö 3.yüzyılın ilk çeyreğinde Mezopotamya Kralı Ptolemius tarafından
İskenderiye’ye kurulan ve içinde muazzam bir kütüphane ve dersliklerin
bulunduğu büyük üniversite felsefi çalışmaların yapıldığı bir mekan olmanın
yanı sıra değerli nesneleri korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacında da
olduğu için müze olarak tanımlanmıştır. Müzelerin amacı sadece bilgi
vermek değil; insanların hayal gücünü ve duygu dünyasını geliştirmeye yönelen
bireyin olayların önemini anlamasına ve onları duyuları ile doğrudan kavramasına
yardımcı olan, süregiden insanlık değerlerini tanıtan kurumlardır.
Milletlerarası Müzeler Komitesi (İCOM) Müzeyi ‘Müze toplumun ve toplumsal
gelişimin hizmetinde halka açık insana ve yaşadığı çevreye tanıklık eden
materyaller üzerinde araştırma yapan.toplayan koruyan inceleyen ve bu
materyalleri eğitim amacı ile topluma estetik zevkler verebilme doğrultusunda
sergileyen kar düşüncesinden bağımsız sürekliliği olan kuruluştur’ şeklinde
tanımlamıştır.
Müzeler topluma karşı hissettikleri bu sorumluluk duygusu ile özellikle
çocukların eğitimi ve gelişimine hizmet eden programlar hazırlamayı temel
işlevleri arasında saymaktadırlar. Eğitimde aktif olma, deneyim kazanma, çevre,
etkileşim, konstrüktivizm kavramlarının ön plana çıkmasıyla müzelerin çocuk
eğitimindeki önemi pek çok kuramcı tarafından vurgulanmaktadır. Çünkü müze ortamı
çocukların yaparak, yaşayarak; zihinsel, bedensel, duyuşsal, bilişsel ve sosyal
gelişime katkıda bulunabilecek ideal bir ortam sunmaktadır. Müzede sosyal
etkileşim içinde kültürle ilgili çeşitli belgeleri tanıtarak, çocukların o
toplumun bir bireyi olduklarını kavramalarını sağlamalarına, kişilikleri ve
özgüvenlerini geliştirme yolunda temeller atılmasına yardımcı olurlar.
Özellikle çok kültürlü toplumlarda müzeler çeşitli grupların birbirine
kaynaştırılmasında da önemli bir rol oynamaktadır. Müzelerin örgün eğitimin
alışılmış yöntemleri dışında çeşitli etkinliklerle çağdaş bir eğitim-öğretim
sunma görevi üstlenmeleri, çocukların sanat ile olan bağlarını kurmasında da
önemli katkılar sağlamaktadır. Küçük yaşlardan itibaren müzelerde sanat
nesneleri ile karşılaşan ve bunlarla bağlantılı etkinlikler yapan bir çocuğun
sanat anlayışı gelişmekte ve sanata bakış açısı farklılaşmaktadır.
Sivas Müze Müdürlüğü olarak müzemizde
ve bağlı birimlerimizde çocuk bölümü çocukların (her yaştan) yaparak,
yaşayarak; zihinsel, bedensel, duyuşsal, bilişsel ve sosyal gelişime katkıda
bulunabilecek ideal bir ortam oluşturulmuştur. Müzemiz ile İl milli eğitim
Müdürlüğü arasında sağlanan koordinasyon vasıtasıyla okullar ile iletişime
geçirilerek etkinlikler düzenlenmiştir.