Sivas’ta Musiki
Haritaya şöyle bir bakıldığında Sivas, her ne kadar İç Anadolu Bölgesinde yer alıyor ise de; musiki anlamında Sivas’ın bulunduğu konum bu coğrafi sınırların ötesine geçmektedir. Türkülerin ve folklor değerlerinin bir musiki haritası çizilse, il sınırlarının aradan kalktığı, bunun yerine değişik folklorik sınırların geldiği görülür.
Şarkışla ilçesinin geleneksel müziği, genelde Kayseri, Kırşehir, Yozgat tavrı ile bir yakınlaşma içerisindedir. Şarkışla’lı Ali İzzet ÖZKAN’ın söylemiş olduğu ezgiler zaman zaman Kırşehir’li Muharrem ERTAŞ’ın ya da Kayseri’li Ahmet Gazi AYHAN’ın söylemiş olduğu türküleri çağrıştırmaktadır. Dahası, Afyon Emirdağ türküleri ile Şarkışla türküleri arasında dikkat çekici benzerlikler vardır. Emirdağ yöresine ait “Al Fadimem” türküsü “Uğrünü Uğrünü Gelir Dereden”, veya “Hacel Obasını Engin mi Sandın?” türküleri arasındaki benzerlikler şaşırtıcıdır.
Şarkışla yöresi çok farklı bir tarzı olan ve ünü yurt dışına taşmış bulunan Aşık Veysel Şatıroğlu’nu da halk edebiyatımıza kazandırmıştır. Aşık Veysel, gerek söz gerekse musiki alanında eşsiz örnekler sergileyen 20.YY. Aşık Edebiyatımızın mümtaz simalarından birisidir. Aşık Veysel kendine has çalıp söyleme tekniği ile bağlamadaki Veysel Düzeni denilen akort sistemine de damgasını vurmuştur
Aşık Veysel’in söylediği türküler deyiş-semah türünden olup bugün bile dilden düşmeyen birer klasik eser haline gelmiştir.
Yıldızeli’nin Banaz Köyü’nden olan Pir Sultan Abdal’ın söylemiş olduğu deyişler günümüze kadar gelmiş, bazı sözleri de daha sonraları başka âşıklar tarafından değişik dizi ve makamlarla söylenerek anonimleşmiştir.
Kangal’lı Aşık Ruhsati’nin sözleri de diğer aşıklar tarafından değişik makamlarla okunarak Halk Müziği repertuarına girmiştir.
Divriği kendine has folklorik yapısıyla, Kangal, Erzincan ve Malatya folkloruna benzer özellikler gösterir. Özellikle Çamşıhı uzun havalarıyla Malatya Arguvan uzun hava türleri arasında çok büyük benzerlikler vardır.
Zaralı Halil SÖYLER Zara’nın adını tüm Anadolu’ya tanıtmış önemli bir sanatçıdır. Zara her ne kadar kangal ve Divriği folkloruna yakın örnekler çıkarsa da Halil Söyler, farklı musiki anlayışıyla karşımıza çıkar. Halil Söyler, müziklerini ince saz dediğimiz enstrümanlarla dile getirmiş, oldukça popüler olmuştur. Okuduğu türküler, o dönemin belli isimleri Diyarbakır’lı Celal Güzelses, Malatya’lı Fahri Kayahan ve Urfa’lı Hacı Baki Yurtsever’in okumuş oldukları türkülerle aynı tarzda olmuş, aralarında büyük etkileşim doğmuştur. Celal Güzelses “Ayağında Kundura” isimli türküyü okurken, Zara’lı Halil aynı ezgilerle “Ağalın Altı Kengel” isimli türküyü okumuştur.
Ayrıca Zara’nın bu musiki yapısı Elazığ musikisi yapısıyla da benzer özellikler gösterir.
Suşehri ve Koyulhisar civarı folkloru, Tokat, Ordu ve Giresun folkloru ile daha çok uyum içindedir.
Sivas, bugün gerek TRT korolarının gerekse Kültür Bakanlığı korolarının kurulmasında çok büyük bir rolü olan Muzaffer SARISÖZEN’i bağrından çıkarmıştır. 1899–1963 yılları arasında yaşamış olan büyük folklor adamı Sivas’ta Sarıhatipzadeler ya da Saçlılar lakabıyla bilinen aile efradındandır. Sarısözen, Sivas’ta bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra İstanbul konservatuarında müzik hayatına atılmıştır. 1926’lı yıllarda Eski Belediye Konservatuarının (Sivas Darül-Elhan) düzenlemiş olduğu folklor derleme çalışmalarına katılmış, bu derleme ve
Yine derlemeci olarak İhsan Öztürk, Mehmet Erdoğmuş, Medine Köseoğlu’da TRT repertuarına sayısız türkü kazandırmışlardır.