A-Türküler
Sarardım Ben Sarardım
Yöresi: Sivas/ Merkez
Sarardım ben sarardım
Senin için sarardım
Baş yastıkta, göz yolda
Her geçene sorardım
Al dağlar, yeşil dağlar
Gurbette yarim ağlar
Açtı mı ola şu Sivas’ın gülü yaprağı
Çekti bizi bu ellerin suyu, toprağı
Kayalardan kayarım
Bulamadım ayarım
Ben bu dertten ölürsem
Kaderime sayarım
Al dağlar, yeşil dağlar
Gurbette yarim ağlar
Açtı mı ola şu Sivas’ın gülü yaprağı
Çekti bizi bu ellerin suyu, toprağı
Sivas Ellerinde Sazım Çalınır
Yöresi: Sivas
Kul olayım kalem tutan ellere
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Şekerler ezeyim şirin dillere
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Sivas ellerinde sazım çalınır
Çamlıbeller bölük bölük bölünür
Yardan ayrılmışam bağrım delinir
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Pir Sultan Abdal’ım ey Hızır Paşa
Bizi hasret koydun kavim kardaşa
Yazılanlar gelir sağ olan başa
Katip arzuhalim yaz Şaha böyle
Açıl Mor Menevşem
Yöresi: Divriği
Nuri Üstünses
Açıl mor menevşem bahar erişti
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Lâle sümbül nergis reyhan yetişti
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Benim kısmetime ak zambak düştü
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Çadır almış nerelerden gelirsin
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Benim seni sevdiğimi bilirsin
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Çok da sürmez benim gibi olursun
Menevşem oy, bir tanem ey haydi de haydi
Zeynebim
Yöresi: Kangal
Âşık Süleyman
Zeynep bu güzellik var mı soyunda
Elvan elvan güller kokar koynunda
Arife gününde bayram ayında
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Zeynebe yaptırdım altından tarak
Tara zülüflerin bir yana bırak
Zeynebe gidemem yollar pek ırak
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Söğüdün yaprağı narindir narin
İçerim yanıyor dışarım serin
Zeynebi bu hafta ettiler gelin
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Kangal’dan aşağı Mamaş’ın Köyü
Derindir kuyusu soğuktur suyu
Güzeller içinde Zeynebin huyu
Zeynebim Zeynebim allı Zeynebim
Beş köyün içinde şanlı Zeynebim
Köse Dağı
Yöresi: Zara
Zaralı Halil Söyler
Köse Dağı derler büyük manzara
Bir yanı Suşehri bir yanı Zara
Otur Çiçekliye zülfünü tara
Durup eğlenmeli orda bir zaman
Kösedağ başında acı su yoktur
Tatlı su başında menekşe yoktur
Böyle güzel hava bir yerde yoktur
Durup eğlenmeli orda bir zaman
Kösedağ Kösedağ sana ne oldu
Sarardı güllerin hep birden soldu
Bize ne olduysa Mevla’dan oldu
Durup eğlenmeli orda bir zaman
Kösedağ dediğin Zara engini
Yaylaya çıkarlar fakir zengini
O güzel çiçekler dökmez rengini
Durup eğlenmeli orda bir zaman
Ey Sevdiğim Sana Şikayetim Var
Yöresi: Kangal
Muhlis Akarsu
Ey sevdiğim sana şikayetim var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin
Ben de bir insanım bir de canım var
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy
Eski günler hayalimden gitmiyor
Dün dediğin bu günkünü tutmuyor
Yiğidim ya sana gücüm yetmiyor
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy
Akarsu’yum böyle miydi ahtımız
Onun için viran oldu tahtımız
Umudum yok gülmez oldu bahtımız
Ne sevdiğin belli ne sevmediğin oy oy
Zalımsın oy oy hayınsın oy oy ne deyim oy oy
B- Maniler
Adilem anıştıra
Yel vura savuştura
Yusuf u Zelha gibi
Hak bizi kavuştura
Adilem aramadım
Zülfünü daramadım
On parmağı mum ettim
Kimseye yaramadım
Al şalım mavi şalım
Yol ver dağ savuşalım
Aramız uzak düştü
Mektupla konuşalım
Ateş koydum mangala
Sesim gitti Kangal’a
Sen orada ben burda
Hangimizde can kala
Bağa girdim budanmış
Bülbül güle dadanmış
Seni yaradan Allah
Ne de güzel yaratmış
Bulguru kaynatırlar
Sokuda yaylatırlar
Senin gibi güzeli
Sevmeyip aldatırlar
Çıbığı çuha yarim
Ne bağrı yuha yarim
Ne dedim de küstürdüm
Gözlerim çıka yarim
Çorabın ağına bak
Dön de bir bağına bak
Yar aklına gelirse
Sivas’ın yoluna bak
Dağlara darı düştü
Ağladım gözüm şişti
Gül yüzlüm kömür gözlüm
Yine aklıma düştü
Erikler dalın eğmiş
Eğmiş de yere değmiş
İşte geldim giderim
Zararım kime değmiş
Elma attım bayıra
Sanki düştü çayıra
Erenler dua edin
İşim dönsün hayıra
Garibim dağ gezerim
Bülbülüm bağ gezerim
Yüz yerde yüz yarem var
Arımdan sağ gezerim
Havuzum dört köşeli
İçi güller döşeli
Yana yana kül oldum
Ben bu derde düşeli
Irmağın geçeleri
Kız kaldır peçeleri
Bu güzellik sendeyken
Öldürün neçeleri
Kabak bitti kol attı
Dibinde yılan yattı
Ben feleğe ne ettim
Beni Sivas’a attı
Kahve piştiği yerde
Pişip taştığı yerde
Güzel çirkin aranmaz
Meyil düştüğü yerde
Madımak kurutmadım
Yar seni unutmadım
Hatırını saydım da
Üstüne yar tutmadım
Mani bilirim altmış
Güle zencefil katmış
Şu benim nazlı yarim
Soğuk yatakta yatmış
Oğlan adı Hasan’dır
Dış kapıya yaslandır
Babam sana kız vermez
Sarı lira seslendir
Posta yolda kalmıyor
Neden mektup gelmiyor
Yazacaksan mektup yaz
Gözlerim kan ağlıyor
Sarı çiçek mor sıra
Yarim gitti Mısır’a
Koyun olsam yayılsam
Yarimin ardısıra
Su gelir kütüğünden
İçilmez köpüğünden
İpek olsam sarılsam
Yarimin topuğundan
Şu dağın ardı yanık
El uyur ben uyanık
Benim gibi var m’ola
Küçükten bağrı yanık
Tarlalarda pıtırak
Gülkız gelsin oturak
Bir sen söyle bir de ben
Bu davadan kurtulak
Yenihan bucağında
Orağı kucağında
O yar ekin biçiyor
Öğlenin sıcağında
C- Ağıtlar
Kızılırmak ağıtı
Köprünün yıkılıp gelin alayının boğulması üzerine yakılmış bir ağıttır.
Köprüden geçerken köprü yıkıldı
Üçyüz atlı birden suya döküldü
Nice yiğitlerin boynu büküldü
Kızılırmak nettin allı gelini
Gerdanı ak gümüş benli gelini
Elinin kınası ezildi m’ola
Gözünün sürmesi süzüldü m’ola
Yüzünün yazısı bozuldu m’ola
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl yedin suna boylu gelini
Kızılırmak parça parça olasın
Her parçanı bir diyara atasın
Sen de benim gibi yarsız kalasın
Kızılırmak nettin allı gelini
Gerdanı bir karış benli gelini
Mihrali Bey Ağıtı
Meşhur halk kahramanı Mihrali Bey’in, mahiyeti ile Yemen Harbine gidip bir
daha da geri gelmemesi üzerine bu ağıt söylenmiştir
Ben gidiyom Rüştü Beyim ağlama
Köz koyup da ciğerimi dağlama
Alay gitti beni burda eğleme
Yemen’e de benim ağam Yemen’e
İndim’ola Mihrali Bey Yemene
Kurdum’ola çadırların çimene
Od düştüğü yeri yakar kime ne
Ben gidiyom Rüştü Beyim sana bir nişan
Susuzluktan alayların perişan
Hiç iflah olur mu Yemen’e düşen
“İndim’ola Mihrali Bey Yemene
Kurdum’ola çadırların çimene
Od düştüğü yeri yakar kime ne
Ta ezelden yaslı yâr zaten yaslı
Sivri ağ kılıç da uçları paslı
Mihrali’yi dersen ezelden yaslı
İndim’ola Mihrali Bey Yemene
Kurdum’ola çadırların çimene
Od düştüğü yeri yakar kime ne
D- Ninniler
Aktaş diye dilediğim
Tülbendime doladığım
Haktan dilek dilediğim
Nenni yavrum, nenni nenni
Bahçeye kurdum ılıncak (salıncak)
Eline verdim oyuncak
Uyumadı gitti yavrucak
Yavruma uyku ver Allah
Bebeğin beşiği çamdan
Yiteledim düştü damdan
Beybabası gelir Şam’dan
Nenni bebek, nenni yavrum
Bebeğin beşiği çamdan
Uğurlarım dan dan dan dan
İçindeki Abdurrahman
Nenni bebek, nenni yavrum
Bebeğin beşiği demir
Uğurlarım gümbür gümbür
İçindeki küçük Bekir
Nenni bebek, nenni yavrum
Bebek beni del’eyledi
Yaktı yıktı kül eyledi
Muhanete kul eyledi
Nenni yavrum nenni nenni
Beşiğimin altı bakır
Irgalarım takır takır
İçindeki küçük Emir
Nenni bebek, nenni yavrum